bir gülüş yeter ;)

Mayası bozuk insanların Ne yapmayı çalıştıkları belli değil  Sıkıldım Çözmek yerine  Kahkahalar eşliğinde izlemek istiyorum artık Bu  anlamsız kapışmalar  Bu hırs  Bu kin  İnsanların gözlerine girmek için Bu kölelikte neyin nesi Kendi kişiliğini çözemeyen  insanların  Nedir bu kaprisleri Yarın nefes alacağın garanti bile değilken Bu koşuşturmalar anlamsız Ha bir de 'asla' kelimesini kullanıpta  Tükürdüğünü yalayan insanların  Suratlarında ki pişkinlik Ya RAB ! Koru beni  Küflü kalplerin şerrinden...

Leblebi tozunu püskürtmenin verdiği mutluluğu yakalamak istiyorum Saklambaç oynarken  bir türlü saklanamamanın heyecanını yaşamak.. Dokuz taş oynarken, inatla taşlara vurulmadan, yaklaşmanın adrenalinini Sek sek oynarken çizgiye hafifçe basıpta kimsenin görmeyeceği şekilde pis pis sırıtmayı özlüyorum En büyük sorunumun okula koşarak giderken beslenme çantamı evde unutmuş olduğumun bunalımını  geçirmek  Lastik oynarken mızıkcılık yaparak küsmeyi özlüyorum Mahallede erkekler maç ederken zırt pırt aralarına karışıp onlarla kapışmayı... Cebimde para olmasına rağmen bakkal amcayı kandırıp jelibonları yürütmenin tırsaklığını özlüyorum Koşarken abimden yürüttüğüm misketleri yere düşürdüğüm zamanları.. Anlamını dahi bilmediğim küfürleri edip yakalanma korkusuyla 'annnneeeeee' diye bağırarak eve koşmayı... Makyaj malzemelerini dağıtıp kendimi maymuna çevirerek  "yakışıklı babam gibi aşık oldum anam gibi"şarkısını bağıra bağıra söyleyip deli gibi oynad...

Bekleriz.. Akreple yelkovan peşi sıra akıp giderlerken Getireceği güzellikleri bekleriz Yeri gelir kahkahalar atacağımız mutlu günleri Yeri gelir göz pınarlarını dolduran yaşları... Elinde değneği olan o sihirli hatunu bekleriz  Gelse de şu darma dağan yüreğimi toplasa deriz Tertemiz bir İstanbula tekrar kavuşup Sabahlara kadar sokaklarda şehri içimize çekmeyi  Özgürce yaşayacağımız zamanları bekleriz Umutların hayallerin gerçekleşeceği o anı.. Aşk bekleriz hani şu kapıyı çalıp içeri gireni değil de Aniden paldır küldür yüreğine akan aşkı bekleriz  Dolu dizgin geçip giderken hayat  Bizler hep bekleriz bekleriz bekleriz....

    Teker teker derman oldum şu basit hayatıma giren herkese.Bazılarının gözyaşlarını sileceği mendil oldum.Bazılarının sırtını dayadığı duvar.      Mevlana 'nın dediği gibi "Gel Ne Olursan Ol Gel"dedim.Umursamadım malını mülkünü halsiyetini şerefini.Yeri geldi sokak çocuklarıyla paylaştım ekmeğimi, yeri geldi elindeki yükün ağırlağıyla sırtı kamburlaşmış teyzenin poşetlerini taşırken sohbet ettim.Eşit parçaya ayırdım yüreğimi...Elimden geldiği kadar yarım kalma aklımla yardımcı oldum.Elimden gelmediği zamanlar da ise onun için göz yaşları döktüm.'Aferin' denilsin diye yapmadım ben hiçbirşeyi.Zamanı gelince 'ama sana yardım etmiştim karşılığı bu mu olcaktı...'bile demedim Fazlasıyla haddimi bildim.Sonuçta kalakaldım, beynimle yüreğim bile zıt düştü..Suçum ne miydi buldum onu da.Ben fazlasıyla insandım aslında....

Mevsimler gibidir ruhlar Sancıları farklıdır Fırtınalar estirir kimi zaman Engel olmadan yağar en derin yüreklere Kimileri yorgundur Üşütür düşünceleri dokunsan sızlar ellerin Anlam veremezsin tam güldü derken çektirir sancıları Baharla müjdeler kimileri umutları Mutluluk biriktirir Yeri gelir papatyalardan taç yapar kalbine Yeri gelir yağar bedenine ince ince Dağılmış saçlarını toplar Şevkatle basar yüreğine Kimileride yakar bunaltır ruhunu Güzellikleri yaşatmak varken Neden aldırmaz ki nefes Yaşamadan peşi sıra gider mevsimler... Dört mevsimi yaşayan da olur zaman zaman Ben mevsimimi seçtim Ya sen ?

Farklı bir sancısı vardır Kasım ayının,kimileri aşkı deli dolu  sürdürürken, kimileri ayrılık şahidi olduğu için isyan eder.Ve anlamsız gelir beklentilerle dolu  olan bu ay bana.Başka yaşamak için çabalamak saçma gelir.Kendince içinde barındırdığı hüznü vardır iliklere işleyen soğukluğu.Sanki acı çeker ve hissettirir sancılarını.Tuaftır umut bağlanamayacak kadar sessizdir sakinliği yırtacak kadar çığlıklar büyütür için de....

Anlamıyorum arkadaşım ya herşey tersine döndü önceden hatunlar erkeklere güvenmezdi şimdii oooooo...Bende dayanamadım ve kızların ideali olan 4 farklı erkekle sıkı bir muhabbet kurdum.Sordum soruşturdum ve sonuç içler acısı :) Ahh kızlar ahhhh neyse başlayalım isterseniz; Espirili erkekten alınan notlar ; Hepimiz isteriz dimi bizi güldüren bir sevgili ama onlar bile bu konuya damardan giriyorlar.Sordum dedim arkadaşım ne ararsın bir bayanda sormaz olaydım gene espirili bir cevapla kapak etti lafları bana "güven ararım ama  kızlara güvenmi hahhaha travestiler bile daha güvenilir kızım bir kızın ipiyle kuyuya inilmez adamın azına ederler" dedi. Karizmatik erkekten alınan bilgiler ;Duruşu yeter dediğimiz erkek modeli..Çektim karşıma sordum."Bay karizma kadın dediğin nasıl olmalı "..Bana yandan bi bakış atarak cevapladı adam gene karizma yaa :) "Bak tatlım kadın dediğin güzel olmalı yani çirkinse bile kendine ağır bi hava vermeli ben burdayım demeli ama önce...

Şaşkınım bu aralar ne istediğimi biliyorum ama neden dile getirmediğimi anlamıyorum illa tetiklemek mi lazım duyguları.Bulmaca gibiyim sağdan sola yukarıdan aşağıya heryerde sorularla boğuluyorum.Ciğerlerim patlayana kadar nefes almak tek ihtiyacım sanırım bu.Gözlerimi karartırcasına yaşamak istediklerim var.Ulan aşk seni haketmeyecek kadar ne yaptım bilmiyorum.Fazla birşey istemedim halbuki.Bilirsin fazla malda gözüm yok.Sakin sessiz yaşamak isterdim seni.Kimselerin gözüne girmeden kendi çöplüğümde...İsterdim o lüks mekanlara gidipte yapmacıktan birbirlerine gülenlerin aksine sahilde yürürken bi simiti paylaşmayı.İsterdim pahalı hediyelerle şımartılmaktan çok dalında koparılmış bir papatyaya sahip olmak.İsterdim ayna gibi parlayan ışıl ışıl yerlerin üstünde kuğu gibi tango yapmaktan ziyade sokak ortasında ayın o parlaklığını altında tüm doğaya haykırırcasına süzülmek asfatlarda.İsterdim sırf etrafa gösteriş olsun diye çocukluğunu geriye atanların aksine salıncaklara binip kahkahalar...