Sosyal Medya Uzmanı Ne İş Yapar?


İlk duyulduğu zaman kulağa hoş gelen, ama kime sorsanız hala nasıl bir meslek olduğunu çözemeyen, bir uzmanlık dalıdır. Sanırım tüm Sosyal Medya Uzmanları olarak sinir kat sayımızın yükseldiği tek soru “nasıl bir meslek, nasıl iş yapıp para kazanıyorsunuz “ olmalı. Hemen hemen bir seneye yakın sosyal medya uzmanlığı yapıyorum ve hala çevremde nasıl bir iş yaptığımı anlamayan insanlar var. Artık bunu kutsal bir görev bilerek merak edilen her şeye cevap vermeye karar verdim.

Hızla ilerleyen teknoloji sayesinde insanlar artık sosyal ortamdan çıkamaz bütün ihtiyaçlarını buralardan karşılar hale geldiler. Sokak sokak gezip araştırmak yerine internetten istediklerini öğrenebiliyorlar. Bu da yepyeni bir iş kolunun doğmasına sebep oldu. Şöyle örnek versek daha bir hatırlarsınız, 2007 yılında “sevgilisi tarafından aldatılan kızın intikamı” başlıklı bir e-ticaret firmasında yayınlanan video tıklanma rekoru kırmış, basınında gerçek sanarak haber bültenlerine konu ettiği bu “viral reklam” gündemde yer alarak sitenin kullanıcılarını çoğaltıp hızlı bir şekilde büyümesine yardımcı olmuştu. Tabi bu iş sosyal medya uzmanlarının başının altından çıkmıştı. Dünya genelinde 20 bin civarında istihdama ulaşan Sosyal Medya Uzmanlığı Türkiye’de de giderek büyüyen bir meslek haline geldi.
İŞKUR’ un açmış olduğu Sosyal Medya Kursları, Türk Meslekler Sözlüğü’nde de yer alması ile mesleğe karşı itibarı arttırdı.

Eğitim Programında Bulunanlar;

 Eğitim sosyal medya uzmanlığı, e-ticaret ve kurumsal web sitesi yönetimi, internet reklamcılığı ve temel donanım konuları baz alınarak verilmektedir.
Tüm meslektaşlarım adına kısa ve öz nasıl bir iş yaptığımızı aktarayım.
-Öncelikle günün büyük bir bölümünü en az 17-18 saatini internet başında geçiriyoruz. Tüm sosyal platformlarda hesabımız var. Zaten hesabımız olmalı ki, sürekli araştırıp yeni fikirler üretmemize yarasın.
-Çalışmış olduğumuz sektörün, markaların veya şirketlerin sosyal medyada sesleri oluyoruz. Rakiplerinden daha çok medyada yere sahip olmaları için Facebook, Twitter, Blogger vs. sosyal medya mecraları ile kitlelerini topluyor çılgın projeler üretip ekonomisine can veriyoruz.
-Yapılan ve harcanılan emeklerin, boşuna gitmiş mi gitmemiş mi diye kontrolünü sağlıyor, müşterilerle çevrimiçi biyologa girerek, markayla müşteriyi bir arada topluyoruz. Patronların en çok merak ettikleri  “ müşterilerim hakkımda neler diyor” sorusu oluyor. Biz de hemen bu soruya yanıt veriyoruz ve dijital platformda sahip olduğumuz kitlenin nabzını ölçerek bir sonra ki iş için daha temkinli oluyoruz.
-Aslında tek kelime ile çalıştığımız yerin, eli, kolu, bacağı, böbreği, kalbi oluyoruz. Hem reklamcı, hem iletişimci, hem tasarımcı, hem üreten, hem yazan, çılgın fikirlere ve projelere sahip olan insanlarız biz. İşimizin zorlukları da var tabi. Aynı anda 10-15 sayfaya admin olmak, tüm sayfalarda aktif olmak, müşterilere anında cevap vermek, canlı canlı yazışmak, analiz yapmak, bir sürü makale okuyup teknolojiyi çok yakından takip etmek, yolda, kırda, bayırda her yerde aklına ne geliyorsa not alıp, çizip karalamak, arada bir de nefes almak :)

Patronların da görevleri var tabi;
Dürüst olmalı, güvenilir olmalı, gerekirse o gün ki bütçesini artırıp müşteriye daha çok olanak sağlamalı, risk almalı ve “Like” satın almamalı ki bu aralar Facebook ve Twitter da yapılan uygulamalarla bilinçsiz kitle toplayan firmalar tökezliyor. Bizim tek istediğimiz bunlar, gerisi zaten biz sosyal medya uzmanlarının işi.
İşte böyle bir meslektir Sosyal Medya Uzmanlığı zordur risklidir ama eğlencelidir. Çabalayan üreten durmayan durmak nedir bilmeyen eğer doğru çalışırsa fazlasıyla kazanan ve kazandıran bir meslektir. Sosyal Medya Uzmanlığı çağın hızla ilerleyen popüler bir mesleğidir.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

90'ların En Hit Bilgisayar Oyunları

Resim
Sokak oyunlarından teknolojiye sıçrama adında harika bir başlıkla bu konu anlatılır diye düşündüm.   Mahalle maçlarından misket oynamaya, saklambaçtan  dokuz taşa, yaz yazabildiğin kadar. Sokak oyunlarının yerini teknolojiye bıraktığı o zamanlar şöyle bir aklımıza gelsin. Teknoloji denildi mi ilk başta  sanal bebekler, atari salonları, lunaparkta ki oyun makineleri , tetrisler gibi bir sürü alışkanlık yapan oyunlar gelir. Bunları da yavaş yavaş geride bırakıp kendimizi bir adım daha ileri attık ve bilgisayar oyunları ile tanıştık. O zamanlarda bilgisayarda oynayan oyunlar aileler için çok lüks ve pahalı geliyordu, şimdiler de internetten anında indiriliyor. Bu da oyunların değerini düşürüyor ve rekabete yol açıyor. En favori akılda kalan bağımlılık yapan oyunları çevreden araştırdık sizlerle de paylaşmaya karar verdik :) 1-Street Fighter  Oyun 1991'de piyasaya düşmüş başta Amerika olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde atari salonlarının vazgeçi...
Devamı

Evrene mesaj göndermekten iflahım kurudu :D

Resim
Yaklaşık bayağı bir aydır evrene taktım kafayı napıyım sosyal medyadan tut,kitaplarda,arasıra şarkılarda evrene hitaben bir kamyon dolusu söz var.Dedim hadi gülüş evrene sende mesaj gönder.Başladım,önce huzur dedim evvela oldu evren geri mesajda huzuru gönderdi.Daha sonra evrene yüksek sesle zayıflamak istiyorum dedim error verdi arada bi iştah gidip gelio bunda bi iş var dedim .Taktım kafaya illa olcak bişey diyerekten para istedim evrenden borcuna vala bakk :D ama yok anladımı ne yaptı çakal olduğumu paranın  "p" sini göndermedi şerefsizimm.Bıkmadım dedim son kez evrenle konuşup aramı düzeltcem ona en güzel mesajı göndercem , derin derin nefes aldım ve hazırdım AŞK istedim evet artık hazırdım bir sevgili bir tutku bir şevkat bir mutluluk hepsinin toplamı ve hiç utanmadan  istedim.Gelen tepki çok iyiydi sanki nah bulursun  gibilerinden eldekileride aldı.Yok yok bu evren bana kıl ne gönderiyosam geri iade yapıyor.Kandırsam inanmıyo daha beter ediyo.Nedir evren benden is...
Devamı

Yağmurunu sevsinler :)

Resim
Şu havaya ayrı aşığım .. Oturcan sahil kenarında fonda hafif bir müzik, üstüne çok kalın giyinmicen,üşüceksin... hafiften bir titreme gelicek ki bedenine o an yaşamayı hissedesin.bi tarafta yağmurun toprağa her değdiğinde yaydığı o miss kokuyu çekicen içine, bi yandan da her düşen damlanın denizdeki şeklini izliyeceksin dalgalar vurdukça kıyıya derin bir nefes alıcaksn ve bırakıcaksın herşeyi geri de, sıkıntılarını rüzgarla savurucaksın eğer başarabilirsen bir de sesli bir kahkaha patlatıcaksın. Ve son olarakta "napıyorum ben ya "diyerek yıkılmayan Kız Kulesi gibi asil bir bakışla bu manyaklığa son vericeksin :) NOT: ben hep böyle havalarda yazmak zorundamıyım :) 
Devamı